İsmi Kurtuluş Savaşı ile özdeşleşen yazarlarımızdan Yakup Kadri’nin en meşhur romanlarından Ankara, Milli Mücadele yıllarında açılır. Kocası Ahmet Nazif Bey ile birlikte Ankara’ya geçen Selma Hanım’ı merkeze koyan roman, bu yıllarda Ankara’da nasıl bir hayat yaşandığını, Kurtuluş Savaşı’nın burada nasıl bir psikoloji yarattığını gösterir.
 
Ancak Ankara, yalnızca bir “Kurtuluş Savaşı Romanı” değildir – üç kısım üzerinden sunulan romanın ikinci bölümü Cumhuriyet’in ilan edildiği yıllarda “Milli Mücadele Ruhunun” yavaş yavaş kaybolmasını, insanların yapılan devrimleri “yanlış anlamasını” eleştirir. Son bölüm ise, Türkiye’nin geleceği ile ilgili ütopik bir portre sunar.
 
Üç bölümünde Ankara’nın üç farklı zaman dilimini ele alan eser, Milli Mücadele ve Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlamak için ideal bir eser olarak değerlendirilebilir.